4 Şubat 2010 Perşembe

poti ripilgil

1985 senesinde doğdum. Adım Bülent Bayer. türkçe dilinde yazıp konuşan Türk. Yazar. Cümlelerin içinde kaybolan. Ordu doğumlu. Karadeniz. Farklı iki topraktan geliyor annesi ve babası. Şehre taşınma. Yaşam ondan ne bekliyor? Çocukluk şehir ve köy arasında mekik dokuyor. Ortalama üstü paralı bir aile, şayet herhangi birisine huzur getirdiyse. Genç yaşta kalan o idare eder sorumluluk bilmiyor ki Bülent tatmin edilemez. Ver elini İstanbul. Serserilik isteyenlerin başkenti. Sonra Sakarya. Zekayla aşk takas etme niyetinde olanın el kiri şehri.

"işte rüya filizleniyor attığım her adıma
gündüze ait aydınlığın çiçeğiymişçesine"

Adım artık Abdullah Emeksiz. Kendim seçtim gazetenin üçüncü sayfasından, trafik kazasından ölen birinden bana kalan tek miras. Ölü gibi yazmak ve yaşamak. Kendini boşluğa bırakmak imkansız. Aidiyetten ve mülkten kurtulurcasına baysallık. Alabora olunca düzelt beni. Sıfırdan bir gelecek yarat ayrıntısı olduğun ığılın başıboş sularında.

Sevdicek. Samanlıkta iğne aramak yerine tutuşturulan otların arasında bulunan pırlanta. Harcamak lazım herşeyi ama bu sefer ki suçluluk. En yakın arkadaş kalem, sonraki Uğur. Gitarist. Haddinden fazla becerili. Serbestlik bakıntısını pay etmek. Tarifsizdir dostluk. Değilse dostluk değildir dostluk. Normal insan olmak için çok geçtir artık. İlk hevesle ilk fırsat kayıp. Elveda ömür. Tek sevdiceğimin ışığı gözlerimi kamaştırıyor o karanlıkta tükenirken.

"tünelin sonundan sana dönüyorum."

Daha ikinci birine anlatamadan ipotek gelen o hisler ve sese dönüşmeden yutulan kelimeler. Vakit nakti aldı benden, hatta çaldı herşeyi. Çok vakitsiz. Herkes el çırpıyor. Meğer ayrılığa bulanmış birliktelikler. Daimlik nerdesin? İçinde kül olunması gereken bir ateş. yanlızlaşmak. Aniden. Çerçeve kırılıyor. Güvensizlik. Herşey günlük. Vicdan beni izliyor sitem ederek.

Vucut istemiyor. Bilinç anlatmıyor. Kalp ödemli. Dünyanın öbür ucuna git. Haiti'ye mesela. Kurtulamazsın. Katiyen. Hiç biriniz burayı bırakmıyorsunuz. Parmak ucunda yürümek bile yasak. Herşey başlangıcını hatırlatırken bitiyor. Bitimi kestiremeyen için hep erken. Tüm sarıldıklarının kollarından çalınması. Dolu dolu akaçlara düşmek. "Ve esintin bana taşıyor nefesinin carcunasını". Parmak uçlarından salındığımı düşle kadınım.

Böyle geçer dünya. Günler sadık birbirlerine. Sonuna getiriyor hiç aldatmadan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder